İKTİSADİ HAYAT
a) At ve Koyun
Bozkır Türk ekonmisinin esasını, orman ve çöl değil, yüksek ovalar ve yaylalar olan bozkır coğrafyasının iklim şartları icabı, çobanlık ve hayvan besleyicilik teşkil ediyordu. Yetiştirilen hayvanlardan -yukarıdan beri Türk sosyal ve kültürel hayatında büyük önemini belirttiğimiz at'tan başka- koyun geliyordu. Tarihi M.Ö. 2500'lerde başlatılan, Altaylar'ın batısında, Afanasyevo kütüründe koyun kemikleri, at kalıntıları ile birlikte görülmüştür. Aral gölü bozkır havalisi kültürünü vasıflandıran, Harezm'deki Kelteminar kültürü (M.Ö. 3000)'nde ise yaban domuzu, geyik ve kaplumbağa kemikleri meydana çıkmış, fakat, koyun ve sığır izine rastlanmamıştır. Demek ki, koyun ile atın insan hizmetine girmesi zamanları arasında bir paralellik vardır. M.Ö. 3000 başlarından itibaren Orta-Doğu, Mısır ve Doğu - Akdeniz bölgesinde ziraat, hayvancılık ve maden kullanılışından meydana gelen kültür birliklerinin geliştiği, halkı henüz balıkçı ve avcı durumunda olan bozkırlarda ise hayvan besleyiciliğe dayalı ekonomi sisteminin, daha sonraları (2500'ler) güneyden gelen tesirle başladığı ileri sürülmekte ise de, işaret edilen bölgeden kuzeye doğru bir kütle muhacereti görülmediğinden, bundan doğan derin bir kültür tesirinin mevcut olabileceği benimsenmemektedir. Bunun yanında, ehli hayvanlar sırasında koyun ile öküz ve domuzun bir arada dikkate alınması herhalde doğru değidir. Bu hayvan kalıntılarınnı bir kültür tabakasında yan yana bulunması ile, o hayvanların ehlileştirilme yerleri ve zamanları ayırt edilmek gerekir. Meselâ öküz bozkır hayvanı değildir. Sulak verimli, çiftçilik yapmaya elverişli sahalarda oturanlar için önemli bir hayvandır, fakat bozkırlının işine pek yaramaz. Bu nedenle öküz bozkır iktisadiyatında faktör olarak görünmez (öküz kelimesi de aslınd İndo-Germencedir). Bütün ağır hareketli, kocabaş hayvanları böyle saymak mümkündür. Domuzun ise, başlangıçta, bozkırlarla alâkası olmamıştır. Türkler tarihleri boyunca hiç domuz beslemedikleri gibi, etini yemekten de hoşlanmamışlardı. Hiç olmazsa, ehli hayvan besleyiciliğin ilk aşamasına domuz Tunguz ve Moğollara, öküz, inek, manda vb. İndo-Germenlere, deve çöl kavimlerine, at ve koyun ise Türklere ait gibi görünmektedir. Bu bakımdan Afanasyevo kültüründe at ve koyun kemiklerinin bir arada bulunması daha anlamlı bir duruma girer. Böylece teşekkül eden bozkır kültürünün ekonomik bünyesi ortaya çıkmış olur. Tabiatiyle daha geç devirlerde -M.Ö. 1500'lerden sonra- Türk bozkırlarında at ve koyun sürüler yanında sığır, katır, deve vb. sürüleri de vardı.