DÜŞMANINA BENZEMEK (ALINTI YAZI)

Düşmanına Benzemek

Sistemler,bazen araçlarıyla,karşıtlarını da kendisine benzetebiliyor."Düşmanımızın silahıyla mücadele edeyim" derken,bizzat o düşmanın kendisine benzediğinizi geç de olsa farkedebiliyorsunuz.

Mesela,"düşman"ın pop müzik yaparken,sen de onun silahıyla karşılık vermeye çalışırken,savunucusu olduğun kültürün tamamen dışında bir yerlere doğru sürüklenmeye başladığını farkedebiliyorsun.
Ya da,onlar ahlaksız televizyon dizileri,ahlaksız gazetelerle milyonlarca insana ulaşıyorlarsa,senin de aynı ahlaksızlıkla,yani aynı silahla karşı koymak gibi bir şansın olamaz.Çıplak kadın resmi basarak gazete satmanın hiçbir gerekçesi olamaz.

İki alternatiften birini seçmek,diğerini reddetmek anlamına gelir.
Yani Müslümansan,Türk'sen,ülkücüysen birşeyleri reddetmek zorundasın.Çünkü doğuştan sahip olduğun ya da seçtiğin şeyler sana belli bir yol ve hayat tarzı sunmaktadır.
Bu yolun dışına çıkmanın hiçbir izahı yoktur.Meşru da değildir.

******************************************

Türk Milliyetçilerinin,hayatın hiçbir alanında,"halk bunu istiyor ya da seviyor" gibi bir felsefeye sahip olması düşünülemez."Halk" bazen yanılabilir,sahip olduğu değerleri unutabilir,bozulabilir,gaflete düşebilir.

Türk Milliyetçilerinin görevi de,"halk"a,unutttuğunda ya da gaflete düştüğünde kutsaliyetlerini hatırlatmaktır.Onlara benzemek değil!
Türk Milliyetçileri,milletinin kendilerine yakıştırdığı,ve kendilerinin de severek kabullendiği "Bozkurt" adına yakışır bir şekilde yaşamalıdırlar.Yani,millete yol gösteren,gerektiği ve dara düştüğü zaman,milletini o zorluklardan çıkarabilmek için yol gösterici olan bir "Bozkurt"!

Türk Milliyetçileri,müziğiyle,romanıyla,şiiriyle,fikriyle,başkalarına benzeme kaygısına düşmemelidir.Düşüyorsa da bundan kurtulmalıdır.
Bu ülkede,gelin kaynana programını her yüz kişiden sekseni seyrediyorsa,"halk bunu istiyor" mazeretine sığınmak,cahillik ya da ikiyüzlülükten başka birşey değildir.

Bu millet bizim milletimizdir.Dolayısıyla bu milletten kaçmak,uzak durmak ya da karalamak gibi bir niyetimiz olamaz.Ancak yanlışları olduğunda uyarmak mı,yoksa benzeyerek ortak olmak mı?

Bizim kendimize sormamız gereken soru budur.
Türk Milliyetçilerinin bir tek ölçüsü vardır;o ölçü de ancak ve ancak "doğru" olandır.

Türk Milliyetçileri,sayı hesabı yapmaz,"haklı" ve "doğru" hesabını yapar.

Türk Milliyetçileri,"hedefe götürecek her yol meşrudur" felsefesini reddeder.

Şu an başımızda olanların geldiği ekol,işte bu ekoldür.Kendilerini hedefe götüreceğini düşündükleri yöntemleri uygulamaya çalışırken,düşmanlarından daha beter bir hale geldiler.Ortada ne bir hedef kaldı,ne bir düşman..Düşmanın bizzat kendisi olup çıktılar.
Türk Milliyetçileri,sadece ve sadece,kendilerine ait olanı ortaya koymalıdırlar.Başkalarının hakkımızda ne düşüneceğinin pek de bir önemi yoktur aslında.Böyle bir kaygıya düşmenin de tavizleri peşinden getireceği su götürmez bir gerçek.

Türk Milliyetçileri,kendilerini "dönüştürmeye" çalışan bütün sistemlerin teorilerini yerle bir edecek,onları çıldırtacak bir kararlılığa sahip olmalıdır.

Sistem etrafımızda "dön"üp dursun;biz olduğumuz yerde duralım;"dönmeyelim","dönüşmeyelim