BÖYLE TÜRKLÜK OLMAZ

PEKİ ÇÖZÜM?

Çözüm mü ne,
Çözüm, Türk Milliyetçilerinin iktidar olması...
Türkiye Cumhuriyeti devletinin kuruluş ülküsüne dönüştür.
Çözüm, Türk milliyetçiliğidir

ALLAH Razı Olsun Teşekkürler

Osman Ersoy demiş ki:

Çözüm mü ne,
Çözüm, Türk Milliyetçilerinin iktidar olması...
Türkiye Cumhuriyeti devletinin kuruluş ülküsüne dönüştür.
Çözüm, Türk milliyetçiliğidir

ü


unutulmasın MİLLET olmadan MİLLİYETÇİLİK olmuyor
madem MHP TÜRK MİLLİYETÇİSİ neden TÜRK MİLLETİ hala iktidarı bu partiden esirger neden...???
ayrıca MHP ve İDEOLOJİSİ şuan hiçte BAŞBUĞ TÜRKEŞ'İN MEFKURELERİNE yakın değildir...
BAŞBUĞ'UN VASİYETİ iken ERCİYES KURULTAYI şimdilerde yasaklanmıştır,acaba nedendir bilinmez...
*****
TURANCI DELİTAY ÖZLEM İNİSİM
EVET ERİNME VE BİR ZAHMET ANLATIRMISIN,ŞÖYLE SEVİYELİ BİR ŞEKİLDE İŞTİŞARE VE MEŞVERET EDELİM SENİNLE...

MADEM MHP TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİNİN SEMBOL PARTİSİ
O HALDE BİRŞEYLER YAPSIN BİZLERDE ARKASINDAN GİDELİM
TÜRKLÜĞÜME ŞAN KATALIM,
BUYRUN İLK İŞ OLARAK KORAY AYDIN BEYİN DEDİKLERİNİ DİNLEYELİM:KORAY AYDIN ' DAN TARİHİ KURULTAY ÇAĞRISI....
Aydın, Bahçeli’yi olağanüstü kurultayı toplayarak yeni seçilecek Genel Başkanın ve dolayısıyla MHP’nin önünü açmaya çağırdı.















19. ve 21. Dönem MHP Milletvekili ve Eski Bayındırlık ve İskan Bakanı Koray Aydın, üst üste 5 kez Genel Başkan seçildiği için parti tüzüğünün ilgili maddesi gereğince yapılacak ilk kurultayda Devlet Bahçeli’nin aday olamayacağını söyledi.


Aydın, Bahçeli’yi olağanüstü kurultayı toplayarak yeni seçilecek Genel Başkanın ve dolayısıyla MHP’nin önünü açmaya çağırdı.


Ankara Gazeteciler Cemiyeti’nde düzenlenen basın toplantısının ardından gazetecilerin sorularını da cevaplandıran Koray Aydın, açıklamasının bir muhalefet hareketi olarak algılanmaması gerektiğinin altını çizerek, amaçlarının MHP’nin kendisini yeniden yapılandırarak iktidar alternatifi olmasını sağlamak olduğunu belirtti.


Açıklamanın tamamı şöyle:



Değerli Basın Mensupları,



29 Mart yerel seçimleri geride kalmıştır. Artık kesin sonuçlar büyük oranda belli olmuştur. Resmi sonuçlar da önümüzdeki günlerde açıklanacaktır.



Seçim sonuçlarının tüm partilerimize, ülkemize ve bütün Türk milletine hayırlı ve uğurlu olmasını temenni ediyorum. Bu toplantıda seçim sonuçlarının ayrıntılı değerlendirmesine girmeyeceğim.



Ancak sonuçlara Milliyetçi Hareket Partisi açısından kısaca değinmek istiyorum. Bana göre MHP, gerek 2007 ve gerekse 2009’da yapılan iki seçimde de iki önemli tarihi fırsatı kaçırmış bulunmaktadır.



Siyasal kutuplaşmalar nedeniyle sadece 3 partinin yarıştığı her iki seçimde de, MHP üçüncü olmuştur.


Daha da önemlisi MHP açısından özlenen, beklenen ve hedeflenen başarı maalesef sağlanamamıştır.



Ülkedeki ekonomik krize, açlığa, sefalete, vurguna, talana ve daha bir dizi olumsuzluğa rağmen bir muhalefet partisi olan MHP, halen alternatif bir parti olamamıştır. Buna rağmen MHP Genel Merkez Yönetimi ve medyanın ağırlıklı kısmı, 29 Mart yerel seçimlerinde alınan % 16,04’lük oranı, büyük başarı diye takdim etmektedirler.



Elbette ki; bu sonuçları bir hezimet olarak da göremeyiz.



Ancak, MHP’nin 5 partinin parlamentoya girdiği 1999 seçimlerinde %18 oy aldığı ve 1 Büyükşehir ve 20 il belediyesi olmak üzere toplam 499 belediye başkanlığı kazanma başarısı gösterdiği unutulmamalıdır. MHP 3 partinin başa güreştiği 29 Mart yerel seçimlerinde 1999’da yakaladığı oranı aşamamışsa, bana göre kendini başarılı görmemelidir.



Değerli Basın Mensupları,


Şimdi sizinle paylaşacağım gerçekler, Milliyetçi Hareket Partisi açısından 29 Mart yerel seçimlerinden daha önemli bir süreci başlatacaktır.


Bilindiği gibi liderlik, ülkemizdeki bütün partiler gibi MHP açısından da büyük önem taşımaktadır. Burada bir kez daha rahmetle andığım kurucu liderimiz Başbuğ Alparslan Türkeş’in MHP’nin teşkilat ve ideolojisindeki ağırlığını dikkate aldığımızda, liderliğin MHP açısından taşıdığı önem daha iyi anlaşılır.



İkinci Genel Başkanımız Devlet Bahçeli ile MHP’nin lider ağırlıklı bir partiden giderek teşkilat ağırlıklı ve katılımcılıktan uzak bir partiye doğru yöneldiği siyaset bilimcilerin ve özellikle MHP’yi izleyen yazar ve araştırmacıların malumudur. Ancak bu durum liderliğin MHP açısından taşıdığı önemi ortadan kaldırmamaktadır. Bizim ülkücülük anlayışımıza göre lider, Milliyetçi Hareket Partisi’nin ayrılmaz bir parçasıdır.



Değerli Basın Mensupları,


Siyasi Partiler Kanununa göre kurulmuş olan siyasi partilerimizin yönetilmesinde parti tüzüklerinin çok önemli bir yeri vardır. Kanunlar çerçevesinde hazırlanan tüzükler, tüm parti kademelerinin yönetimi, denetimi ve disiplini konularında uyulması gereken kural ve kaideleri belirler.



Bununla birlikte, tüzükler ait olduğu partinin aynı zamanda bir aynasıdır. Bir siyasi partinin demokrasi anlayışını, üyelerine olan saygısını, birliktelik anlayışını, siyasi duruşunu ve ilkelerine ne derece bağlı olduğunu, tüzüklerinden anlamak çok kolaydır.



Siyasi partilerin tüzükleri incelendiğinde, Milliyetçi Hareket Partisinin, liderlik sultası iddiası olmayan, iki partiden bir tanesi olduğu görülecektir. Rahmetli Genel Başkanımız Alparslan Türkeş’in sağlığında 09 Ekim 1994 tarihinde yapılan kongrede, tüzüğümüzün 43. Maddesinde yapılan bir değişiklikle, Milliyetçi Hareket Partisinde liderlik sultasının olamayacağı, siyasi parti liderlerinin de görev sürelerinin bir sınırı olduğu, siyasi partilerin liderlerin malı olmadığı anlayışı ile diğer siyasi partilere de bir örnek olarak “ Aynı kişi ara vermeksizin beş defadan fazla seçilemez” hükmü getirilmiştir.



Başbuğumuzun dönemine ait olan tüzüğü elinde bulundurmayanlar, yada o günler için önemsiz gibi algılanan bu konuyu not etmeyerek hatırlamayanlar, bu hükmün 2000 yılında yapılan kurultayda Sayın Devlet Bahçeli döneminde konulduğunu sanmaktadırlar. Tüzüğümüzdeki bu değişikliğin, 1994 yılında, benim de MYK ’na seçildiğim Büyük Kurultayda yapıldığını çok iyi hatırlamakla birlikte, Alparslan Türkeş döneminde MHP’nin Genel Sekreterliğini yapmış, eski bir yönetici olarak elimdeki bu eski tüzüğü arşivimde halen saklamaktayım.


Bu bilgiler ışığında;



06 Temmuz 1997 tarihinde ilk defa Genel Başkan seçilen Sayın Devlet Bahçeli;

23 Kasım 1997 tarihinde ikinci defa seçilmiştir.

05 Kasım 2000 tarihinde üçüncü defa,

12 Ekim 2003 tarihinde dördüncü defa seçilmiş

19 Kasım 2006 tarihinde yapılan 8. Olağan Büyük Kurultayda beşinci defa ve son kez seçilmiştir.

Yani, Genel Başkanımızın bu yıl içinde yapılacak kurultayda aday olmasının önü kapalıdır.



Sayın Devlet Bahçelinin Genel Başkanlık döneminde, yapılmış olan Kurultayların hiç birinde, Genel Başkanın görev süresini tanzim eden, tüzüğümüzün 43. Maddesinin değiştirilmesi, gündeme getirilmemiştir. 05 Kasım 2000 tarihinde yapılan Büyük Kurultayda, parti tüzüğünün tam 32 maddesinde değişiklik yapılmasına rağmen, rahmetli Genel Başkanımızın demokrasi anlayışını, siyasi partilere bakışını yansıtan ve siyasi liderlere ders verecek nitelikteki 43. Madde değiştirilmemiştir.



Bu suretle rahmetli Genel Başkanımızın emanet ettiği ilkeli duruşa sahip çıkılmıştır. Başbuğumuz Alpaslan Türkeş’in getirdiği bu ilkeli duruşa sahip çıkarak “Genel Başkan ara vermeksizin 5 defadan fazla seçilemez” hükmünü muhafaza eden ve bu ilkeye uyacağını bu güne kadar gösteren sayın Genel Başkanımız Devlet Bahçeli’ye bütün MHP camiası adına şükranlarımı sunuyorum.



Bu davranışı ile Türk Siyasi hayatında ve Ülkücülerin gönlünde yer tutacağı unutulmamalıdır.



Değerli Basın Mensupları,

MHP’nin geleceğini herkesten daha çok düşünmek durumunda olan Sayın Genel Başkanımıza buradan açıkça bir çağrıda bulunmak istiyorum.



Genel Başkanlık yetkilerinizi kullanarak olağanüstü kurultayı toplantıya çağırınız.



Olağanüstü kurultayda tüzüğün “seçimli olağanüstü kurultay yapılamaz” maddesini de değiştirerek, yeni seçilecek MHP Genel Başkanının önünü açınız.



Dolayısıyla MHP’nin önünü açınız.



Olağan kongreye kadar geçecek süre içinde yeni Genel Başkana teşkilatları düzenleme ve partiyi yeniden yapılandırma fırsatı verilmelidir.



Türk milletine büyük hizmetler yapmış, çok büyük bedeller ödemiş Milliyetçi Hareket Partisi’nin, “dur bakalım ne olacak” mantığıyla olağan kurultayı bekleyecek lüksü yoktur.

MHP, zaten yapılacak lider değişimini bir an önce hayata geçirmeli, sonra da liderin etrafında kenetlenerek iktidara yürümelidir.

Geçmişte lider değişimini başarıyla gerçekleştiren MHP’nin bu değişimi de başarıyla gerçekleştireceğine yürekten inanıyorum.

MHP, bu değişimi süratle gerçekleştirmediği takdirde, bilimsel araştırmalarda ortaya çıkan ve seçim sonuçlarıyla da apaçık görülen özellikle merkez sağda meydana gelen boşluk hızla doldurulacaktır.

Bu boşluk, yeni oluşum arayışlarını sürekli gündemde tutmaktadır. Siyasetin boşluk kabul etmeyeceği açıktır.

Bu gerçekler ışığında MHP, ayağına kadar gelmiş bu tarihi fırsatı kaçırmamalı, yeni arayışları da karşılayan bir politik manevrayla, iktidarın en güçlü alternatifi olduğunu göstermelidir.

Zaman, MHP’yi yeniden yapılandırma zamanıdır.

Zaman, Türk milletinin bütünüyle kucaklaşma zamanıdır.

Zaman, bütün Türk milliyetçilerini, bütün ülkücüleri kucaklama ve iktidar hedefine kilitleme zamanıdır.

Zaman, MHP’yi adına yaraşır bir şekilde “harekete” geçirme zamanıdır.

Zaman, ülkücü hareketin aşkını, coşkusunu, heyecanını MHP yönetimine taşıma zamanıdır.

Zaman, kırgınlıkları, küskünlükleri ve dargınlıkları unutmak, MHP ve Türk milletinin aydınlık geleceğine hep birlikte yürümek zamanıdır.



Bu duygu ve düşünceler içinde aracılığınızla bütün Türk milletini, ülkücü ve milliyetçi hareketin bütün mensuplarını saygılarımla selamlıyor, katılımlarınızdan dolayı hepinize teşekkür ediyorum.



Koray Aydın basın toplantısının ardından gazetecilerin konuya yönelik sorularını da cevaplandırdı.

Aydın, bir gazetecinin ''Peki siz aday mısınız?'' sorusuna ''Benim şu anda adaylığım söz konusu değildir. Bu ileride değerlendirilecek bir konudur'' karşılığını verdi.



Aydın, tüzükteki genel başkanın görev süresine ilişkin maddenin değiştirilmesinin söz konusu olup olmayacağına ilişkin soruyu yanıtlarken de, Genel Başkan Bahçeli'nin bugüne kadar 5 kongre geçirmesine karşın böyle bir tutum içine girmediğini, bundan sonra da gireceğini zannetmediğini ifade etti.



Aydın, ''Bir kadroyla mı hareket ediyorsunuz, kimler sizinle birlikte?'' sorusu üzerine de açıklamalarının bir ''muhalefet hareketi'' olarak algılanmasını istemediğini vurguladı. ''Bu bir muhalefet hareketi değildir. MHP'nin iktidar rotasına girmesi için, bir yeniden yapılanmaya girmesi için çağrıdır. Bugünkü haliyle patinaj yapan bir parti görünümünden kurtulması bir zarurettir'' diyen Aydın, ''Milliyetçi Hareket''e gönül veren herkesin aynı düşünceleri paylaştığını belirtti.



Bir başka soru üzerine de Aydın, açıklamalarından MHP Genel Başkanı Bahçeli ile aralarında bir kırgınlık olduğu sonucunun çıkarılamayacağını belirterek, kendisinin partinin içinde bulunduğu kaotik ortamdan çıkabilmesi için önerilerini sunduğunu kaydetti.



Aydın, seçimli bir kurultaya gidilmesi halinde ülkücüler arasında bir bölünme yaşanıp yaşanmayacağı sorusuna da ''Hayır'' yanıtını verdi.