Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaAnasayfa  PortalPortal  GaleriGaleri  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 


 

 TÜRKLERİN İMPARATORLUK KURMA VE YÜCELTMESİNDEKİ ANLAYIŞ (CİHANGİRLİK) -1

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
SancaR 03
YÖNETİCİ
YÖNETİCİ
SancaR 03


Erkek
Mesaj Sayısı Mesaj Sayısı : 955
Nerden Nerden : Eskişehir
Kayıt Tarihi Kayıt Tarihi : 31/10/08

TÜRKLERİN İMPARATORLUK KURMA VE YÜCELTMESİNDEKİ ANLAYIŞ (CİHANGİRLİK) -1 Empty
MesajKonu: TÜRKLERİN İMPARATORLUK KURMA VE YÜCELTMESİNDEKİ ANLAYIŞ (CİHANGİRLİK) -1   TÜRKLERİN İMPARATORLUK KURMA VE YÜCELTMESİNDEKİ ANLAYIŞ (CİHANGİRLİK) -1 EmptyPerş. Mayıs 28, 2009 11:44 am


TÜRKLERİN İMPARATORLUK KURMA VE YÜCELTMESİNDEKİ ANLAYIŞ (CİHANGİRLİK) -1

Bir milletin devlet kurma ve bu devleti yaşatma yeteneği hiç şüphesiz, o milletin kendisine hasdeğerlere sahip olmasıyla ilgilidir. Bu açıdan değerlendirildiğinde Türkler'in tarih boyunca kurmuş oldukları devletlerin çokluğu, Türklerin teşkilâtçı bir millet olduklarını gösterir. Türklerin devletkurma ve yaşatmasındaki anlayışı izah edebilmek için Türk kültürünü, vatan ve millet anlayışını,hâkimiyet telâkkisini ve idarî ve askerî yapılanmasını anlamak gereklidir.

TÜRK KÜLTÜRÜ
Bir milletin tarih boyunca meydana getirdiği maddî ve manevî unsurların bütünü, o milletin kendine has "değerleri"dir. Gündelik hayattan devlet hayatına kadar bütün bir yaşayışı içine alan bu değerler manzumesi "kültür"ün konusunu teşkil eder. Dolayısıyla, dil, edebiyat, sanat, içtimaî ve iktisâdî hayat vs. hep bir kültürün ortaya çıkardığı ve şekillendirdiği veyahut bir kültürü şekillendiren ve yaşatan unsurlardır. İlk bakışta girift görülebilen bu izah aslında gayet basittir. Nitekim bazı sosyologlara göre kültür; her şey unutulduktan sonra akılda kalandır.
Yani hayatın tabiî akışı içerisinde aile ve çevreden kazanılan âdeta şuuraltında mevcut bir davranış biçimidir. Ferde münhasır gibi görülen bu davranış biçimi, topluma şamil olduğu zaman "millî kültür" adını alır. Dolayısıyla millî kültür, bir topluluğu "millet" haline getirebilir. Fakat her kültür, her toplumu millet yapmaya da yetmez. Nitekim Afrika veya Avustralya'daki ilkel kabileler, eski ve farklı bir kültüre sahip oldukları hâlde, günümüzde dahi, millet kavramından bihaber yaşamaktadırlar. Ancak kendini geliştirebilen, özünü bozmadan kendini yenileyebilen kültürler güçlü bir millet ve devlet geleneğine sahip olabilir.
Milleti yaşayan bir varlık olarak düşünecek olursak, onu hayatta tutan yegâne gıdanın kültür olduğunu görürüz. İşte bu sebeple, millî kültür ile beslenen ve mücehhez kılınan halkın "organize" olmuş biçimine "millet" denilmektedir. Milletin oluşturduğu yüce organizasyon ise "devlet"i ortaya çıkarır. Bazı ilim adamları bu tanımları kültür ve medeniyetle karşılaştırarak bir sonuca varırlar. Onlara göre millet veya milliyet, "millî kültür" ile "medeniyet" ise "devlet" ile irtibatlıdır. Irk, dil, din ve coğrafya kültür ve medeniyetin müşterek unsurlarıdır. Bu unsurlardan birkaçına sahip olabilen medeniyeti, kültürden ayıran en önemli husus ise, medeniyetin "beynelmilel" olabilmesidir. Özellikle din ve coğrafya birliğinden kaynaklanan medeniyetlerde bu durum daha açık bir biçimde görülebilir. Bu açıdan ele aldığımızda, medeniyet tek bir kültürden oluşmaz. Meselâ İslâm medeniyeti Arap, Fars ve Türk kültürlerinin bir sentezi durumundadır. Bozkır medeniyeti olarak adlanan aynı coğrafya ve yaşayıştan beslenen medeniyette ise aslî unsur "Türk kültürü" olmuştur. Çünkü Türk millî kültürü, tekamül edebilme özelliği ile Orta Asya coğrafyasında baskın bir kültürdür ve kısa zamanda milletleşmeden devletleşmeye sıçrayabilmektedir.

HÂKİMİYET TELÂKKİSİ
Türklerin en erken devirlerden beri oluşturdukları devlet anlayışı, diğer milletlerden ayrılır. "Türk Cihan Hâkimiyeti", "Nizam-ı âlem ülküsü" gibi anlayışlarla ifade edilen "üniversel" yani "cihanşümul" devlet fikrinin temelinde elbette Türklerin üzerinde bulunduğu coğrafyanın, yaşayış ve inanç tarzının etkisi büyüktür. Bunları bilmeden Türk milleti ve devletini izah edebilmek, Türklerin imparatorluklar kurma ve yaşatma başarısını anlayabilmek oldukça güçtür.
Devlet bir anlamda milletin en üst seviyede organize olmuş şeklidir ve bu anlamıyla günümüzde hemen her devletin yapılanması birbirine benzer. Ancak devlet anlayışı, milletlerin tarih ve kültürü ile doğrudan ilişkilidir. Bu sebeple Türk devlet anlayışı kendine mahsus özelliklere sahiptir. Devleti tanımlayan veya devletin unsurlarını oluşturan kavramlar dahi, Türklerin köklü ve kendine has bir devlet fikrine sahip olduklarını gösterir. Daha önce de belirtildiği gibi Türk devletleri "cihanşümul" bir anlayış ile oluşturulmuştur.
Yani cihana hâkim olma ve yönetme düşüncesi tarihte kurulan Türk devletlerinin ortak hususiyetidir. Bu düşüncenin oluşmasında elbette eski Gök Tanrı inancının izleri görülür. Nitekim Göktürk Kitabelerinde bu anlayış açık bir şekilde dile getirilmiştir:
Üstte mavi gök, altta yağız yer kılındıkta, ikisin arasında kişioğlu (insanoğlu) yaratılmış ve kişioğlunun başına babam, amcam Bumin ve İstemi kağanlar Tanrı tarafından oturtulmuştur". Bu ifadeden de anlaşılacağı gibi, Türk kağanı ilâhî bir menşeden yani Tanrıdan devlet kurma ve yönetme yetkisini (kut) almaktadır. Kut sahibi kağan, dünyayı yönetme gibi ağır bir mesuliyeti üslenirken, insanoğlunun huzur ve refahını ön plânda tutmak zorundadır. Dolayısıyla, batıdaki "imperium=imparatorluk" kavramı ile Türklerdeki devlet kavramı özünde birbirinden farklıdır. Batıda imperium anlayışı her hâl ve şartta ceberut bir "hükmetme" ve "kazanma" esasına dayanır. Bu anlayış, çok uluslu bir imparatorluğun zaman içerisinde, diğer milletleri "sömürge" olarak görmesine yol açmıştır. Türk tarihinde ise bu anlamda hiçbir "imparatorluk" yoktur. Çünkü Türk devletinin temel felsefesinde, "almak" değil "vermek" esastır. Devlet kelimesinin "saadet, huzur" anlamında kullanılması dahi bunu gösterir. Türk devleti adalet içerisinde, töreye bağlı olarak bütün zenginliğini halkına dağıtır. İşte bu sebepledir ki Türklerde zengin yani "bay" kişi, malı mülkü çok olan kişi değil, onu halkıyla paylaşan kişidir. Bey olmanın gereği budur. Türklerin kısa zamanda devlet kurmalarının ve başka milletlerin de bu devlete itaat etmelerinin özünde bu anlayış yatar.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://osmanlitokadi.turcforumpro.com
 
TÜRKLERİN İMPARATORLUK KURMA VE YÜCELTMESİNDEKİ ANLAYIŞ (CİHANGİRLİK) -1
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» TÜRKLERİN İMPARATORLUK KURMA VE YÜCELTMESİNDEKİ ANLAYIŞ (CİHANGİRLİK) -3
» TÜRKLERİN İMPARATORLUK KURMA VE YÜCELTMESİNDEKİ ANLAYIŞ (CİHANGİRLİK) -2
» TÜRKLERİN İMPARATORLUK KURMA VE YÜCELTMESİNDEKİ ANLAYIŞ (CİHANGİRLİK) -5
» TÜRKLERİN İMPARATORLUK KURMA VE YÜCELTMESİNDEKİ ANLAYIŞ (CİHANGİRLİK) -4
» TÜRKLERİN YAYILMACILIĞI

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Türk Tarihi :: Türk Tarihi :: Tarihte Türkler-
Buraya geçin: