Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaAnasayfa  PortalPortal  GaleriGaleri  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 


 

 Bizim Çocuklar

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
SancaR 03
YÖNETİCİ
YÖNETİCİ
SancaR 03


Erkek
Mesaj Sayısı Mesaj Sayısı : 955
Nerden Nerden : Eskişehir
Kayıt Tarihi Kayıt Tarihi : 31/10/08

Bizim Çocuklar Empty
MesajKonu: Bizim Çocuklar   Bizim Çocuklar EmptyC.tesi Şub. 21, 2009 4:45 pm

Bizim Çocuklar
Bilemezler beni kimseler... Senin bildigin kadar.

Bilemez seni kimseler... Benim bildigim kadar!
Onlar öyle siradan yasamisliklari yasamak kabul etmeseler de, kapakçiklari arizali kalplerinin derinliginde her zaman siradanliga açik koylar barindirmislar. Gemisi olmayan limanlarin hüzünlü çehrelerinde yalnizligi barindiran bu iklimler martilar emzirmistir koynunda ...
Onlar ki çocuktular daha

Hiçbiri yasamadi masumiyet sevincini akranlarinca
Öyle bir deprem yasadilar ki, anlayamadilar nasil büyüdüklerini...

Mahser davullari çalarken, her yanda ortalik toz dumanla savrulurken, kara çalinmis yazgilarin adina birileri ömürleri telef etmeye ruhsat verirken, kabuga dayanmis tomurcuk umursamazlik içinde gül olup olanca güzelligini sergileyip açiyordu. On sekiz bahar yasamamis ömürlerde olanca safligiyla soluyordu. Güller koklamak Içinse, Ömürler de yasamak içindir. Onlar gülü koklayamadilar. Ellerinde güller, dolambaçli sokaklarda gözlerden irak, sevgilinin ilik ellerini kavrayip dolasamadilar. Sevgilileri yoktu ki, yüreklen ellerinin sicakliginda kipirdasin, gül alip güller versinler. Kirmizinin ask, sarinin ayrilik oldugunu bilsinler.
Tatmadilar ki... Tadamadilar ki...
Tattirmadilar ki... Kirmiziyi kandan, sariyi solgun çehrelerden öte!
Öyle ya perdeler çekilmisti duygularin penceresine, siradanlik adina. Oysa en çok yagmurlu havalarda genizlerine dolan toprak kokusunu teneffüs ederek dolasmayi severlerdi. Korkulardan azade yürüdükleri mekânlarda... Baharda da zemheride de nedense "parke" giyerlerdi. Yakisirdi bizim çocuklara, parke yerine takim elbise giymek, ellerinde rengârenk çiçeklerle sevgiliye kosmak... Vakit olsaydi eger! Somun gibi kabarmis verimli topraklarim, kiskanç güneslerin gadrine ugrayip tebessümlerimi çalip somurtmasaydi.
Kader deyip yüklendiler kâinatin sirrini...

Içinde yolculuga çiktilar, disinda kalani tehir edip gözlerin!

Yeryüzündeki yollarin gidisine... bir kutlu hatira biraktilar ki

Yarinlar adina sorma... Hücrelerde, koguslarda, maltalarda, urganlarda

Yaslanmis kokular biraktilar... Yasanmamislik adina:
Bir adlari aci, diger adlari hüzündür bizim çocuklarin, ikiz kardes gibi ayni zamanda dogmus. Adlari var biyografyasiz. Onlari tarife kifayet etmez sözlerin, cümlelerin en efsunlu yanlari bile... Türkülerde dile gelirler, uzun havalarda genizleri yakan hüzünleri yangin yeri dumani gibi, tâ cigerlerine isler insanin. Bir dramin melodiye dönüsen nakarati baskalarinin gönlünde davetiyeye dönüsmüsse de, bizim çocuklar yangin yeri yüreklerimizin sinirsiz, davetsiz konuklaridirlar her zaman. Delismen gözleri, gür saçlari, kartal bakislari, çökmüs avurtlari, hilâl biyiklariyla siyah beyaz fotograflari, albümümüzde degil,
duvarlarimizda asilidir. Biz pasa torunu, evlerimizde konak degildir ki, pasa dedelerimizin, zabitan çavus apoletli, renkli tab edilmis fotograflariyla süsleyelim duvarlarimizi...
Bizim çocuklar delikanliligin raconunu da çok iyi bilen harbî çocuklardi. Delikanliligi, mahalleli kizlarina laflar atilip, yan gözle bakilinca tavir koyup, kavga ederek, sopa yiyerek ögrenmislerdi.
Simit satmislar, su satmislar, kalfa çirak olup çalismislar, ezilmisler, horlanmislar, komsu kizlarina, ögretmenlerine âsik olup bunlari düsününce hicap duyup yüzleri kizarmis utanmislardir, en masum hallerinden bile. Sinemalarin müdavimi olup, Tarkan, Karamurat, Malkoçoglu seyredip
çilginca alkislar tutmuslardir. Tommiks, Teksas, Zagor, Mandrake, Beyaz Dizi, Battal Gazi, Kesik Bas, Basini Vermeyen Yigit kitaplari okuyup takas yapmislardir. Camlari bugulanmis lokanta vitrinlerini seyredip ceplerini karistirarak oyalanmalardir. Horozlu marka aynalarda saçlarini taramis, gece düslerinde Türkan Soray sesi duymuslardir.
Güzel insanlardi bizim çocuklar, felegin sillesini herkesten fazla yediler, ama nankörlük edip ihaneti düsünmediler. Ölümüne sahiplendiler her seyiyle miraslarini. Bedel ise, ödemekten hiç çekinmediler. Hasbi muhabbetlerin deminde, bekâr odalarinin rutubetli havalarinda, paket paket sigara tüketip, düs devletleri kurup gönüllerince
hosnutluklar duydular. Damlara düsüp mahpus hayati yasadilar, sayimlar verip, kiyimlar gördüler, iskence tezgâhlarindan geçtiler, kimi aklini yitirdi, kimi kendini bitirdi, kimi cezalar tüketti müebbetten, kimi idamdan döndü. Arkadaslari vuruldu, arkadaslari asildi. Ihaneti, çözülmüslügü, baskaldiriyi, görüs gününü, bayram ziyaretlerini bütün çesniligiyle yasadilar. Romanlari, denemeleri, siirleri, türküleri yazilip söylendi bizim çocuklarin! Garibandilar ya, sermayeye sirtini dayayacak bir agabeyleri olmadigindan, ihtilâl yil dönümlerinde onlardan bahsedecek ne filmlere ne de programlara konu, ya da konuk olabildiler. Kini, nefreti ajitasyonla süsleyip yok farzettiler onlari...

Yasamamis saydilar onca olana ragmen! Buyruklari, uyruklari sahibin sesini dile getirdi hep. Degisen bir yüzde son bir tasayla... Deniz'i... Mahir'i... söylüyorlar. Sehpalarda korkudan altini pisletenleri kahramanlar olarak anlatiyorlar halkima. Inadina yürüyen, sehpada celladindan helâllik dileyen bizim çocuklari unutup, dün katlime ferman buyuranlar... Bizim çocuklar kalabaliklar arasinda yalnizdilar, ormanda bütün agaçlar çamken... onlar çinar!... Daglarda bütün agaçlar meseyken onlar ardiç!... iler taraflarken, onlar kardelen çiçegi oldular.
Gözlerin yansitir bizi
Bitmeyen yalnizligimi Gözlerin simdi o gözler degil ki...

Isikli kentin kardesliginde bir serüvenle baslayip yol yordam gören, bu hâli büyük bedeller ödeyerek tarihe kaydeden bizim çocuklar, bir bozgun sonrasinin harp malûlü sifatiyla tek baslarina sokaklarda kaldilar. Miraslarinin üzerine kurulmus ihtisamli tabela da göçebe gibi bakti onlara. Biyiklari sarkik, avurtlari çökük, yanlis yerlerde fotograflaniyorlar diye... Bilirim kaç bin ask öldürmüstür bu ihtisamli tabelalar, intiharina kayit düserken... devam et diyerek. Bes dakika ara verilmis bir sinema salonunda filmin kaldigi yerden baslayacagini sanarak, gözlen perdeye dikilmis bir vaziyette beklerken bambaska bir film oynamaya basladi. Gözleri fal tasi gibi açik soka girip
abondone yasiyorlar bizim çocuklar... Bir sigara molasi verdiklerini sanip beklerken; paketleri bitti. Saskin taskin, Öfkeli, magrur duruslari nikotin tutku sundandir.
Alişan SATILMIŞ
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://osmanlitokadi.turcforumpro.com
 
Bizim Çocuklar
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Ülkücü Forum :: 12 Eylül-
Buraya geçin: