Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaAnasayfa  PortalPortal  GaleriGaleri  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 


 

 KÜLTÜR VE TEŞKİLAT (SOSYAL YAPI-ÜLKE KAVRAMI)

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
TURANCI_DELİTAY
Onursal Üye
Onursal Üye
TURANCI_DELİTAY


Kadın
Mesaj Sayısı Mesaj Sayısı : 247
Nerden Nerden : ANKARA
Kayıt Tarihi Kayıt Tarihi : 13/02/09

KÜLTÜR VE TEŞKİLAT (SOSYAL YAPI-ÜLKE KAVRAMI) Empty
MesajKonu: KÜLTÜR VE TEŞKİLAT (SOSYAL YAPI-ÜLKE KAVRAMI)   KÜLTÜR VE TEŞKİLAT (SOSYAL YAPI-ÜLKE KAVRAMI) EmptyPaz Şub. 15, 2009 5:10 pm

2- Ülke Kavramı

Ülke, her müstakil devletin hak ve salâhiyetlerini mutlak şeiklde kulanabildiği belirli coğrafî saha olduğuna ve ülkesiz bir millet bahis konsu olmayacağına göre, Türk "il"inde de belirli sınırlar içinde bulunan bir ülke kavramının mevcut olacağı aşikârdır. Eski Türklerde ülkeye "yurt" deniyordu. (Eski Türk belgelerinde geçmeyen ülke sözü, "ölkä" şekli ile Moğolcadır). Ülke sınırlarına da "yaka" denilmekte idi. Demek ki Türk hakanlıklarında ülke, belirli sınırlara sahip devlet arazisi idi ve bu arazi hükümdar ailesinin mülkü değil, bütün milletin ortak toprağı idi. Asya Hun Tan-hu'su Mo-tun, komşu Moğol Tung-hu'ların arazi talebi karşısında kaldığı zaman (M.Ö. 209) devlet meclisinde, toprağın devletin temelini teşkil ettiğini buna göre, her ne nedenle olursa olsun kimseye arazi terk etmeye yetkisi bulunmadığını söyelmişti. anlaşılıyor ki Bozkır Türk ilinde "yurt" hükümdarın şahsî malı gibi keyfine göre tasarruf edilebilen bir toprak parçası değil, fakat bizzat devlet reisinin korumakla görevli bulunduğu bir ata yadigârı idi. Bu durum eski Türk devletinde, ülke bakımından "dominium" değil, eski çağlarda benzeri yalnız Roma imparatorluğunda görülen "imperium" hâkimiyet telâkkisinin mevcut olduğunu gösterir. Devlet topraklarının idarecilerle halkın ortak mesuliyeti altında bulunması keyfiyeti, Türk topluluk adlarından anlaşıldığı üzere, eski Türklerin şahıslarından ziyade il'e bağlı olduğu hususu ile bir arada dikkate alınırsa, ülkenin sür'atle "vatanlaşma"sının mümkün olacağı kolayca anlaşılır. Gerçekten eski Türk topluluğunda halk, devletin siyasî istiklali gibi, "yurd"una da derin bir muhabbetle bağlanmıştır. Yukarıda söylediğimiz üzere, ilk tarihî belirtisine Asya Hunlarında rastladığımız bu durum, Gök-Türklerde en canlı şekilde mevcut olmuş (Ötüken'in kutsal toprak sayılıdğı ve "kağanlık"a ve töre'ye sahip olarak yaşamak için Ötüken'de oturmak gerektiği) ve Uygur Türklerinde "Kutlu dağ" efsaneside sembolize edilmiştir. Türklerdeki bu vatan sevgisi ünlü Arap yazarı Al-câhiz (ölm. 869) tarafından da, müşahadeye dayanılarak belirtilmiştir. Ancak Türklerde "ülke" ve vatan telâkkisi göçebe veya köylü (yerleşik) bütün öteki kavimlerden farklı olarak, siyasî istiklâl fikri ile beraber yürümektedir. Eski Türk, yalnız hür ve müstakil yaşayabildiği toprağı ülke ve vatan saymakta (Türk tarihinde çeşitli Türk zümrelerin ayrı vatanları bundan ileri gelir), fakat bu şartların mevcut olmadığı araziyi kolayca terkedebilmektedir (Türk göçlerinin diğer bir nedeni). Kısaca Türk kültüründe vatan Türk tuğlarının veya al bayrağın dalgalandığı yerdir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
KÜLTÜR VE TEŞKİLAT (SOSYAL YAPI-ÜLKE KAVRAMI)
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Ülkücü Forum :: Ülkücülük ve Turan-
Buraya geçin: