Sanki evdesine nisan alirken gözünü bile kirpmayan Mete'nin askerlerindendi...
Sanki Kürsad ile beraber Çin sarayini basmaya giderken tatli candan geçenlerden birisi de oydu...
Sanki "Su les sürüsüne haddini kim bildirecek?" denilince kiliç sakirdatip herkesten evvel önce çikan er kendisiydi...
Sabahlara dek kandil isiginda eser yazan da, kavurucu günes altinda tarla süren de idi sanki...
"Disiplin" der, "fedakarlik" der, "kahramanlik", "alimlik", "çaliskanlik" der, fakat buldugu bir gölgelikte serin rüyalar görür.
Kafa tutar, kendini düsünür; korkaktir, cahildir, tembeldir.
"Ocak çalismiyor arkadas!"
"Öyle mi! Söyle hele, Ocagin ne yapmasi lâzim?"
"Ne bileyim..."
"Gençler Ocak'ta bos bos oturuyor!"
"De bakalim, Ocaga gidiyor musun?"
"Valla is güç..."
Bazi tosunlar Ülkü Ocaklari'nin adresini bilmezken, Ocaklar hakkinda rapor düzenlemeyi çok iyi biliyor. Tenkit konusunda maharetliler, ancak "Gel su isin bir ucundan tutuver" denilince de ipe un seriyorlar... "Yüke gelince kusum, uçmaya gelince deveyim" diyen bu tipleri ne kadar sevmiyorsak; "Ínandigim davamin selameti için ne emrediliyorsa yaparim" diyenlere de o kadar hayraniz...
Bize göre Ocaklarin temel vazifesi, önce gençler olmak üzere bütün insanlarimizi "üstün ahlâk sahibi" yapmaktir... Üstün ahlâk sahibi olmak için Kur'an-i Kerim, Hadis, Fikih, Íslâm ve Türk Tarihi, Edebiyat gibi hususlarda egitim görmek gerekir. Bu egitimin neticesinde saglanan bilgi pratige dönüsecektir. Bunun ilk mektebi ocaklardir.
Ocaklari insanlar idare eder.
Ínsanlar beserdir, sasirabilir...
Beserin yardima ihtiyaci vardir.
En önemlisi Ocak, Ocaklilarindir!
Bu Ocagin basarisi da basarisizligi da bütün Ülkücüleri ilgilendirir. "Yönetim kurulunu sevmiyorum" diye Ocaga tavir alanlar, kendi samanligini atese veren aptallar gibidir.
Peki, yapilan her tenkit asilsizmidir?
Hayir!
Hayir ama tenkit edenler daha iyisini ortaya koymadan, çözüm teklifi sunmadan bunu yapiyorlarsa, begenmediklerinden daha asagi duruma düserler...
Öyle bir dönem yasiyoruz ki, birakin Ocak baskanlarimizi, "Ocak'ta bir sandalyede uyuyanin bile ayagini öpmek gerekir."
Basarmak için inançli olmak yetmez.
Ínancin dinamosu mücadeledir, faal olmaktir.
Kocaman bir jeneratörü incecik bir telin kopmasi durdurulabilir. O halde çene yarisini birakip, güçlerimizi birlestirelim. Kim, hangi alanda yetenikliyse meydana çiksin. Yani herkes pamugunu döksün ortaya.
Ocak yöneticilerimiz de gevezelerin laklaklarini dikkate almasin... Davanin muzaffer olmasi için programi olanlara imkan sagliyarak, kültür-sanat ve fikir adamlarimizi "degerlendirsin" ler.
Mahalle, ilçe il Ocak temsilcilikleri vatandasin hayatinda vazgeçilmez bir unsur haline gelsin...
"Ocak çalismiyor" diyenler, siz de kalemi alin elinize yazmaya baslayin... Yazamiyorsaniz çikin Ocak baskaninin huzuruna ve görüslerinizi, tenkit ve tekliflerinizi sözle sunun. Onu da yapamiyorsaniz SUSUN!!..