Ekonomik s|k|ntilardan manevi buhrana kadar derdimize çare aramak yerine, kolay yolu seçerek "Allah, bu millete bir sahip göndersin" diyoruz. Sanki gönderdigi sahiplere "Dahip" çikiyormusuz gibi... Sakin ola Cenab-i Hakt'tan böyle bir niyatda bulunmaya karsi oldugumuz zannedilmesin.
Biz esasa degil usule tavir aliyoruz.
Bakiniz Abdülhakim Arvasi Hazretleri "Efendim, dua buyursaniz da Muhammed ümmeti kurtulsa!" diyen bir esnafa nasil karsilik verir.
"Sen ne diyorsun efendi! Muhammet ümmeti olur da kurtulmamis olur mu? Sen bana o ümmeti göster, o dakikada kurtuldugunu sana müjdeleyim!"
"Allahim Sahi gönder!" ha.
Haylazlikta bir numara olan tembel bir talebenin zayif aldigi yazili sonunda ögretmenine hesap sormasina benziyor hâlimiz.
Hep hakkimizdan bahsediyor, vazifelerimizi sormuyoruz. Kahvemizi höpürdediken-hasa- usagimiz zannettigimiz Allahimiza emirler yagidiriyoruz:
"Bosna'daki zulmü durdur!"
"Ermeniyi kahret!"
"Bu sene ürün bol olsun!"
"Pahalilik bitsin!"
"Kötüleri islah et!"
"Yagmur yagdir!"
"Günes nerde kaldi?"
"Bizi koru!"
.................
Basüstüne!
Baska ne emredersin beyzadem?!
Zavalli biz!
Birgün Allahimiz; "Ey kullarim! Ben size saymaktan aciz kalacaginiz kadar nimet verdim. Bunlara sükredeceginiz yerde hep isyan ettiniz. Uyguladiginiz zaman saadete eriseceginiz bir din gönderdigim halde hep seytanin emirlerini yerine getirdiniz. Allahin düsmanlarini dost edindiniz. Sevgilim olan Hazreti Muhammed'in ahlâkina yabanci kaldiniz. Açi doyurmadiniz, düskünü kaldurmadiniz.Cihado terk ettiniz. Hep kendinizi düsündünüz. Bunalinca beni yardima çagirdiniz. Rahata kavusunca adimi anmaz oldunuz" diyebilecegini niçin düsünmeyiz.
"Allahim sahip gönder!"
Günes her sabah doguyor ama körler bunu görmüyor. Perdeleri kapatip yorgan altina gizlenerek "Allahim düsmanlarimizi maglup et" diyecegimize; "Allahim gözlerimizi kara gecede karalar giyinmis düsmanimi görecek kadar kesinlestir!" diye yalvardigimiz zaman kendimizi Cenab-i Allah'in bu milleti kurtarsin diye gönderdigi bir "sahip" olarak görecegiz.