YİĞİT BUMİNHAN, ŞEHİD BUMİNHAN |
“Şehid Ülkücü öğretmen Buminhan Temizkan için”
Adini sordugumda "Buminhan!" demistin. O mütevazi ses tonunda Türk'ü, Çin esaretinden kurtaran Ílteris Han'in azameti de seziliyordu. "Hem Buminhan, hem tarihçi, ne kadar güzel" deyivermistim.
Mehterin en güzel marsi çaldigi, üç hilallerle ay yildizin "safaklar gibi" dalgalandigi; tekbirlerin arsa vardigi bir Erciyes Zafer Kurultayi'nda tanismis, kucaklasmistik... Henüz talebeydin fakat, kendinden o kadar emin bir hâlin vardi ki, bir an evvel ögretmenlige baslamak; bosluga birakilan çocuklarimizin elinden tutarak onlari seref dolu bir tarih bahçesinde gezdirmek istiyordun.
Birakmadilar seni Buminhan!
Kara tahta basinda beyaz tebesirle konusacaktin, kalemle, kitapla konusacaktin... Tahammül edemediler. Dilini susturdular ama, sen öyle bir konustun ki, cigeri bes para etmez Ermeni usaklariyla eskiyanin avukatligini yapan soy özürlülerin disinda herkes seni anladi.
Bismilllah diyerek basladigin Peygamber mesleginde Büyük Ülkü'nü sevgili çocuklarimiza vermeye basladigin bir anda silahla geldiler üzerine... Korkaklara has bir sekilde geldiler üstelik.
Silahtan baska neleri vardi ki? Çürümüs beyinlerini magralara gömmüsler, yüreklerini kaya oyuklarina gizlemislerdi.
Genis ve sevgi dolu yüregine, isik yayan beynine katlanamadilar Buminhan!
Seni dinleselerdi eminim yaptiklari hareketin yanlisligini anlarlar ve senin en iyi taleben olurlardi. Bir avuç Türk-Íslâm düsmaninin aldattigi özbeöz bizim kanimizdan, bizim dinimizden olan bu insanlar seninle beraber Milliyetçi-Büyük Türkiye'nin kurulmasi için çalisirlardi...
Hersey bir yana, neye yaniyorum biliyor musun Buminhan... Diyarbakir'da ögrenci oldugunu, çok iyi bir teskilat kurdugunuzu gençler için Türk-Íslâm Ülküsünü anlatan kitaplar götürecegini söyledigin zaman, "aman dikkatli ol kardesim" demistim de sen, kadere tam iman etmis tavrinla "Allah'in dedigi olur!" diye karsilik vermistin.
Biliyorduk ki, Ülkücülügün lügatinde korkmak, geri çekilmek, haksizlik karsisinda susmak; ülküsünü gizlemek yoktu... Zafere ulasincaya kadar her türlü zorlukla mücadele etmek vardi.
Ne büyüktün Buminhan!
Belki on bes dakika kadar sohbet ettik. O günden beri o yigit, o efendi, o vakur hâlini unutmadim.
"Vaka-i âdiyeden" bir haber hâline getirilen katliamlari suan spikerlerin hissiz dudaklarindan dökülen kelimeler hâlâ kulaklarimda: "Tunceli'nin Mazgit ilçesi, Darikent beldesine baskin düzenleyen teröristler, alti ögretmeni katlettiler..."
Sevgili Buminhan, bes ögretmen arkadasinla beraber kancik bir baskinla sehit edildigini duyunca ürperdim ve agladim. Sehit olarak aramizdan ayrilisina degil, biliyor ve iman ediyoruz ki sen ölmedin, sehidler ölmez!
TEMÍZKAN'inla Milliyetçi Türkiye'nin kurutulmak istenen Çinar'ina can verdin... Bizim gözlerimizden akan acizligimizdir...
Yigidim, ülküdaslarin aziz nâsini Vatanin bagrina emanet edip, birkatigin ülkü sancagini omuzladilar. Emin ol, bu sancak asla yere düsmeyecek.
Sen sehidlerin sultani Hazret-i Hamza meclisinda Ruhi Kiliçkiranlar, Özmenler, Önkuzular, Sazaklar, Arif Yilmazlar, Hasatlilar, Darendeliogullari ile kucaklasirken, ülküdaslarin senin ruhunu sad etmek için daha büyük bir azim ve askal âleme nizam verme davasi ugrunda çalisiyorlar.
Gözün arkada kalmasin yigidim,
Kanin yerde kalmiyacak sehidim!
Dualar sana, minnetler sana, Fatihalar sana...